Konu
- #Merak
- #Schrödinger
- #Okuma
- #Öğrenme
Oluşturulma: 2025-06-12
Oluşturulma: 2025-06-12 15:06
Okumak her zaman en sevdiğim hobim olmuştur. Nerede olursam olayım—sahilde, dağlarda veya metroda—her zaman yanımda bir kitap taşırım. Her gün en az 30 dakika okumayı hedefliyorum. Benim için okumak sadece bir eğlence değil; yeni şeyler öğrenmek, farklı bakış açılarını keşfetmek ve denemelerden ve kurgulardan ilham bulmanın bir yoludur.
Yakın zamanda, ünlü fizikçi Erwin Schrödinger hakkında bir kitap okumaya başladım. Kitabı neredeyse bir yüzyıl önce yayınlanmış olmasına rağmen, fikirleri matematik, bilim ve hatta yapay zeka gibi alanlarda etkisini sürdürüyor. Şu ana kadar sadece birkaç bölüm okudum, ancak parlak düşüncesine şimdiden hayran kaldım.
Kitap, Schrödinger'in tanıtımıyla başlıyor ve özellikle antik Yunan felsefesine odaklanarak doğa üzerine düşüncelerini inceliyor. Bu yönü beni ilgilendiriyor çünkü Kore'de felsefe ve doğal prensipler genellikle göz ardı ediliyor. Schrödinger'in teorilerinin Yunan tarihine ve hatta daha eski fikirlere nasıl dayandığını öğrenmek, filozoflardan ve bilim insanlarından gelen klasik bilginin değerini takdir etmemi sağlıyor.
Okudukça, “kuark”, “lepton” ve “gluon” gibi yeni bilimsel kelimeler de öğreniyorum. Bölümüm dilbilim olduğu için, bu kelimeler özellikle benzersiz telaffuzlarından dolayı benim için yeni ve ilgi çekici. Hatta kendi markamı oluşturursam, “Quark” veya “Lepton” gibi isimler kullanabileceğimi hayal ediyorum.
Nihayetinde, evrenin küçük ama anlamlı bir parçası, küçük bir toz parçası gibi olmayı umuyorum. Eğer bir yer veya marka kurarsam, adının öğrenme tutkumu ve zihnimi nasıl kullandığımı yansıtmasını istiyorum. Okumak her gün bana ilham vermeye, merakımı ve yaratıcılığımı beslemeye devam ediyor.
Nature and the Greeks and Science and Humanism, Cambridge University Press (1996)
Four Lectures on Wave Mechanics, Delivered at the Royal Institution, London, on 5th, 7th, 12th, and 14th March, 1928
What Is Life? The Physical Aspect of the Living Cell, fizikçi Erwin Schrödinger tarafından sıradan okuyucu için yazılmış 1944 tarihli bir bilim kitabıdır. Kitap, Şubat 1943'te, Dublin İleri Araştırmalar Enstitüsü bünyesinde, Teorik Fizik Direktörü olduğu Trinity College, Dublin'de Schrödinger tarafından verilen bir dizi halka açık derse dayanıyordu. Dersler, yaklaşık 400 kişilik bir kitle topladı ve onlara “konunun zor olduğu ve derslerin popüler olarak adlandırılamayacağı, fizikçinin en korkulan silahı olan matematiksel çıkarımın nadiren kullanılacak olmasına rağmen” uyarısında bulunuldu.[1] Schrödinger'in dersi önemli bir soruya odaklanmıştı: “yaşayan bir organizmanın uzaysal sınırları içinde meydana gelen uzay ve zamandaki olaylar fizik ve kimya ile nasıl açıklanabilir?”
Kitapta Schrödinger, kovalent kimyasal bağlarının konfigürasyonunda genetik bilgiyi içeren bir “aperiyodik katı” fikrini tanıttı. 1940'larda, bu fikir genetik kalıtımın kimyasal temelini keşfetme konusunda heves uyandırdı. Bazı kalıtsal bilgi biçiminin varlığı 1869'dan beri varsayılmış olsa da, üremedeki rolü ve helisel şekli Schrödinger'in dersi sırasında hala bilinmiyordu. 1953'te James D. Watson ve Francis Crick, diğer teorik bilgiler arasında, Rosalind Franklin tarafından yapılan X-ışını kırınımı deneylerine dayanarak, deoksiribonükleik asidin (DNA) çift sarmal yapısını ortaklaşa önerdiler. Her ikisi de Schrödinger'in kitabına, genetik bilginin nasıl saklanacağının erken bir teorik tanımını sunması nedeniyle itibar ettiler ve her biri, ilk araştırmaları için kitabın bir ilham kaynağı olduğunu bağımsız olarak kabul etti.
Yorum yapılamayan bir gönderi.